Amasra’daki madende meydana gelen patlamayla ilgili davanın üçüncü duruşması devam ediyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Kurumu’na ait maden ocağında 14 Ekim 2022’de meydana gelen ve 43 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin de yaralandığı patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin Bartın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilmesinin ardından davanın 25-28 Nisan ve 3-5 Mayıs tarihlerinde görülen üçüncü duruşmasına başlandı.
Bartın Adliyesi’nde Bartın Ağır Ceza Mahkemesi tarafından özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ve tarafların avukatları katıldı.
Adliye ve çevresinde kolluk kuvvetleri tarafından geniş güvenlik önlemi alındı. Bazı müştekiler ve hayatını kaybedenlerin yakınları sanıkları mahkeme salonuna getirdiklerinde tepki gösterdi.
Bartın Adliyesi’nde görülen ve 118 müştekinin dinleneceği duruşmada, madende meydana gelen patlamada ağır yaralanan ve uzun süre Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavi gören işçi Remzi Taşkömür’e yönelik konuşma yapıldı.
“Basınçtan ayaklarım iki kez kalktı”
Taşkömür, 13 yıldır nakliye işçisi olarak çalıştığını ve olay anında -350 rakımda olduğunu söyledi.
Patlamayla birlikte kendini çamura attığını anlatan Taşkömür, “Yanımdan geçen ateş topu tekrar yerine geldi ve o basınçla ayaklarım iki kez havaya kalktı. Ateş topu hem maskemi hem de kaskımın içindeki malzemeyi yaktı. Kendi çabamla kalktım, bantlara geldim ve düştüm. O sırada rahmetli babam yanıma geldi ve kolumdan tutarak beni kaldırdı. ” dedi.
Mahkeme Başkanı, “Sizce kazaya neden olabilecek herhangi bir aksama var mıydı?” Taşkömür, “Fırının havalandırılması gerektiğini ve çalışanlara toplu izin verilerek 1 Ekim’de ana pervanenin değiştirileceğini söylediler. İş yerimizde kömür tozunun patlamasını engelleyecek taş tozu yoktu, sadece kömür tozu vardı. -250’de yapıldı ama -300 ve -350 yoktu. Taş koz olsaydı patlamanın etkisi bu kadar olmazdı.” yanıtını verdi.
Patlama anında -310 seviyesinde nakliyeci olarak çalışan Kemal Berberoğlu, su torbaları sayesinde olayı daha yavaş atlattığını belirterek, “Kanalizasyon sesi duydum sonra patlama oldu. Ana yolda taş tozu vardı. Göremedim maskemi taktım. Ocakta havalandırma sorunu olduğu söylendi, ana pervanenin değişmesi gerekiyor. Ama sendika seçimleri olduğu için ertelendi.” dedi.
Sevinçle beklediği ikiz çocuklarını göremedi.
Patlamada hayatını kaybeden Şaban Yıldırım’ın eşi Sena Sıla Yıldırım da eşinin ikizlerini bekleyen baba adayı olduğunu ancak baba olamadığını ifade etti.
Eşinin yorgun argın eve geldiğini ve sürekli ilaç kullandığını anlatan Yıldırım, “Hep ilaç istedi, ilaç yazdı, başı ağrıdı ve uyuyordu. Havalandırmanın olmamasından çok bahsetti. Gazın yükseldiğini ve işçilere toplu izne ayrılacağını söyledi. Daha sonra sendika seçimleri nedeniyle bu havalandırma çalışmasının ertelendiğini söyledi. Havalandırma yeterli olsa 43 şehidimiz olur muydu?” ifadesini kullandı.
Patlamadan sağ kurtulan Tanju Korkmaz, 2009 yılından bu yana -320 rakımda çalıştığını, patlama sırasında elektriğin kesildiğini ve havalandırmaların durduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Birkaç saniye sonra kendimi 4-5 metre ileride yerde buldum. ‘Buradan çıkamıyorum.’ Dedim.Gözüm görmedi.Hızlıca maskemi takmaya çalıştım ama kapağını açamadığım için takamadım.Antrenmanlardaki maske çok rahat açılıyor ama bize verilenler bu kadar değildi.Havalandırmada sıkıntı vardı ama sendika seçimleri için ileri bir tarihe ertelendi.Üretim baskısı vardı.”
Burak Sümertaş ise patlamada arkadaşlarına “Beni bırakmayın yangın var” dedi. Bağırdıklarını ancak bir süre sonra seslerin kesildiğini kaydederek, “Maskemi takıp hava karanlık olduğu için yerde yatan arkadaşlarımın üzerine bastım. Patlamanın şiddetiyle vagonlar ters döndü. İşte o zaman olayın büyüklüğünü anladım. Ocak çok sıcaktı. Gidemedim. Ayakları kesilmiş arkadaşlarımı gördüm. Ondan da kurtulamayacağımı düşündüm ve o an ölüm haberi getirdim. 2 yıldır yoğun bakımdaydım. günler.” dedi.
“Kimse kontrol için fırına girmez” iddiası
Patlamada ağır yaralanan ve 4,5 aydır Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde tedavi gören işçi İzzet Ak, 14 yıldır üretim işçisi olarak çalıştığı madende patlama anında -350 rakımda çalıştığını söyledi.
Olayla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını ve 4,5 ay boyunca bilinçsiz kaldığını hatırlatan Ak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gördüğümüz eksiklikler vardı. -300, -350 kotlarında taş tozu yoktu. Olsaydı bu kadar arkadaşımızı kaybetmezdik. Patlamada ölen kardeşim Soner Ak bazen eve geç gelirdi, neden diye sorardım. ‘Abi içeride gaz var temizleyemiyoruz’. Arkadaşlarım hep o bölgede gazın temizlenemeyeceğini söylerlerdi. Selçuk Ekmekçi basardı. Ben de şikayetçiyim, Soner Ak kardeşimin isminden de şikayetçiyim. .Eğitimler kağıt üzerindeydi.Eğitim sonunda sınav vardı ama sorular önceden veriliyordu.Kontrol için fırına giren olmadı, gelenler hızlıca balık yemeye getirildi.14-15 yıllık ekipmanlar kullanılıyordu.
Duruşma tanıkların dinlenmesine bırakıldı.
Dönem
Bartın’ın Amasra ilçesinde 14 Ekim 2022 günü saat 18:15’te TTK Amasra Kurumu’na ait madende meydana gelen patlamada 41 personel hayatını kaybetti, 11 personel yaralandı. Bir işçi 4 Kasım 2022’de sevk edildiği hastanede, bir işçi de tedavi gördüğü hastanede 5 Nisan’da hayatını kaybetti.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Kurum Müdürü Cihat Özdemir’in de bulunduğu 24 zanlı gözaltına alındı.
Zanlılar arasında TTK Amasra Kurum Müdürü Cihat Özdemir, Kuruluş Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural, arabalardan sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile güvenlik mühendisi Şahan Kahraman’ın da bulunduğu zanlılar “kasten ihmal ve birden fazla ölüme sebebiyet vermek” suçundan tutuklandı. ü çıkarıldıkları hakimlik tarafından 9’u savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde bu zanlılar arasında yer alan bir kişi hakkında da takipsizlik kararı verildi.
İddianamede tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekçi, Soylu ve Tural’a 42 kez “olası kasten öldürme” suçundan 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar, “kasten yaralama olasılığı”ndan 4 yıl 840 yıldan 1050 yıla kadar hapis cezası verildi.
İddianamede, bu 4 sanık hakkında iki suçtan 16 aydan 1062 yıla kadar toplam 844 yıl, 4’ü tutuklu 19 sanık hakkında da “kasten taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.
Mahkeme heyeti, 28 Nisan’daki duruşmada açıklanan ara kararda kurum müdür yardımcısı Salih Atmaca’nın denetim şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
musabeyliajans.xyz